Geçtiğimiz günlerde Instagram'da renklerine ve sembollerine aşık olduğum bir tekstil esere denk geldim. Profile tıklayınca Perulu Maximo Laura adında bir dokumacıyla karşılaştım. Son zamanlarda keşfettiğim en müthiş işti gördüklerim. Anni Albers'ta işlenen tüm o soyut desenler Peru kültürünün bir yansıması olan bu eserlerle adeta farklı bir boyuta ulaştı. Hemen dediğimi daha iyi anlamanız için birkaç örnek:

Siz de benim gibi düşünüyor musunuz şimdi? ❤️

Sanatçıdan biraz bahsedersek kendisi Güney Amerika'nın önde gelen ve en eşsiz tekstil sanatçısı olarak uluslararası düzeyde bilinen ödüllü bir dokumacı. Laura danışmanlık veiyor, tasarımlar yapıyor, sanat ve And Dağları'nı anlatan çağdaş tekstil tasarımı alanında dersler veriyor. Çalışmaları atalarından gelen dokuma teknikleri, semboller, anılar, mitler ve ritüelleri çağdaş sanatlarla birleştirmek ve bunun sentezini yapmak.

 

Maximo Laura Ayacucho'da büyürken babasının yanında onu izleyerek bu zanaatı öğrenmiş beşinci kuşak bir dokumacı. Peru sınırları ötesindeki sanat tarihi ve edebiyatı yaşadığı sürece hayatına işleyen sanatçı kendi iç dünyasına duvarlar örmedi ya da dünyayı keşfetmekten asla vazgeçmedi.

Dokuma sanatçısı eserini oluştururken süreci altı farklı adıma bölerek ortaya çıkacak tabloyu her adımda sıkı sıkıya takip ederek adeta mükemmelliği hedefler. Bu aşamalar:

  1. Çizim
  2. Boyama
  3. İplik renklerini ayarlama
  4. Çizim taslağı
  5. Dokuma
  6. Temizleme ve genleştirme

Bu altı adımı birer cümle ile açıklamak gerekirse Maximo Laura, temasını belirlediği bir çizimi küçük bir kağıda çizmeye başlar ve sadece bu çizimin bitmesi, eserin büyüklüğüne göre değişiklik gösterir. Bu aşamadan sonra çizim renkli kalemler ya da bilgisayar yardımıyla renklendirilir. Buradaki renklendirme işi Maximo'nun spesifik olarak istediği iplik renkleri elde etmek amacıyla Renk Laboratuvarı'na götürülerek capcanlı ve parlak tonlar elde edilir. Çizimin son hâli dokumacıyı yönlendirmek amacıyla tezgah boyutunda çıkartılır ve oraya yerleştirilir. Uzun süren dokuma süreci başlar ve son olarak biten dokuma tezgahtan alınır, temizlenir ve normal hâline gelmesi için elle düzeltme yapılır. Arkasına da Maximo Laura işi olduğu belli olması için orijinallik belgesi yerleştirilir. 

Washington'da Dünya Bankası, Paris'te UNESCO ana merkezi, Ulusal Peru Kültürü Müzesi ve daha birçok müzenin, yapının duvarlarını Maximo'nun rengarenk, birbirinden farklı temalarla dokuduğu tekstil eserleri süslüyor.

Eserlerinde sıklıkla Peru, And Dağları kültürünü ve kozmolojisini ele alarak tasarım yapan Laura, etkileyici ve totemi olan Chavin, renkli ve güçlü Paracas, geometrik formlarıyla Nazca ve Huari ve ölçülü, doğrusal bir ruha sahip olmasıyla Chancay gibi diğer kültürlerden de ilham almış ve kendi yorumlarını katarak tasarımlarını oluşturmuştur.

Bugün bu hikâyede Türkiye ile arasında 12.388 km olan Peru'ya gidip çok farklı bir sanatçıyla ve eserleriyle tanıştırdık sizi. Farklı coğrafyalarda orada bir zamanlar var olmuş, üretmiş, savaşmış ve gelecek nesillere kendi değerlerini aktarmış medeniyetlerin izlerinin günümüzde hâlâ var olduğunun ve etkisinin olduğun en belirgin kanıtlarından birisi bu.

Hikâye anlatıcılığının alışılmadık bir formu olarak, hikâyeler sadece anlatarak, yazarak ya da okuyarak değil, aynı zamanda tezgahın başında sanatçının, dokumacının oluşturduğu karakterler ve olaylarla da yazılabiliyor. Bu hikâyeleri keşfetmeye, anlamaya ve yaşatmaya devam edelim!


Yorum Yaz