Dokumacılıktan sık sık dokuma tezgahları, kumaşlar ve desenler üzerinden bahsederiz. Kırsal kesimin ücra köşelerinde gizli saklı kalmış bu zanaat, tarihine bakıldığında soğuk hava koşullarından korunmak amacıyla yapılmış olsa da bu uğraş ihtiyaçlardan zevki estetiksel bir konuma da evrilmiştir. Renkli ipliklerle farklı desenler, çeşitli simgelerle hikâyesel anlatım. Bunların ev dekorasyonundan günlük giyim ve sanat eserlerine doğru kullanımı...

Daha önceki blog yazılarında ele aldığımız konulardan olmuştu tekstil eserler: Ditchling Museum of Art + Craft, Anni Albers, Maximo Laura. Bugün de sıra Tadek Beutlich'da. Beutlich, 1922 senesinde Polonya'da doğmuş, sekiz yaşında ailesinin maddi sorunlar yaşaması nedeniyle taşınarak gittiği yerde Güzel Sanatlar Okulu'nda burs kazanarak seramik, vitray, heykel ve dokuma konularında eğitim almıştır.

Nazi Almanyası'nın ortaya çıkışı ve işgaliyle birlikte sanat ve zanaatten uzaklaşıp radyo yayınlarında çalışmış ve zaman geçtikçe kendisini sanatın yolunda tekrar bulmuş, çalışmalarına devam etmiştir. İngiltere'de hükümet hibesiyle resim ve çizimle uğraşmış olsa da Victoria and Albert Müzesi'nde gördüğü Fransız goblenler, Fin halı sergisi tekrardan tekstile yönelmesine neden oluyor. 

İpliklere beslediği ilgi ve merak o kadar yoğun ki Beutlich odasında küçük bir çerçeve içerisine sadece gri, beyaz ve siyah renk iplikleri kullanarak dokuma yapmaya başlıyor. Ethel Mairet'in eski öğrencilerinden biri olan Barbara Sawyer, Camberwell School of Art and Crafts'ta Tadek Beutlich'in de içinde bulunduğu bir gruba öğretmenlik yapmaya başlıyor ve öğrencilerini öğretmeni Mairet ile tanıştırıyor. Daha sonraları R Greg&Co firmasından tasarımcı, dokumacı ve yumak uzmanı Margaret Leischner ile tanışma imkanı da olan Beutlich'in yolunu çizmesinde ve vizyonunun oluşmasında bu iki kadının etkisi daimi oluyor.

Lausanne bienallerinde ve British Artist Craftsmen sergisinde de yer alan sanatçımız eserleriyle tanınmaya ve başka şehirlerdeki etkinliklerde yer almaya başlayarak tanınırlığını arttırıyordu. Öyle ki gezgin, öğretmen, modern ve geleneksel zanaat uzmanı, Jack Lenor Laner yazdığı Beyond Craft: The Art Fabric adlı kitabında Beutlich'ten "İngiltere'nin tekstil alanındaki en iyi sanatçısı" olarak bahsediyor. Palais du Louvre'de bir sergi açan dört Amerikalı'dan biri olma onuruna erişmiş Laner'den böylesine bir iltifat almak oldukça hoş olsa gerek!

Eğitim aldığı okulda 1951 senesi itibariyle öğretmenlik yapmaya başlayan Beutlich eşi Ellen ile orada tanışıyor ve 1974'te İspanya'ya eşi ve oğluyla taşınma kararı alıyor. Daha farklı bir tekniğe yönelip akrilik yün iplerle daha serbest bir stille duvar dekorasyon ürünleri tasarlamaya başlıyor. Bunlara biraz daha özgün ve canlı birer form kazandırarak organizmalara yakın bir görünüm kazandırıyor.

1980'lerde İngiltere'ye geri dönüyor ve Michael Brennand-Wood tarafından kürate edilmiş Fabric and Form sergisinde işleri paylaşılıyor. Nazi Almanyası Dönemi'nde yaşanan savaş travmasından arda kalanlarla kendi çerçevesinde başka küçük dünyalar yaratıyor. 

Beutlich, işleriyle çığır açmış birisi olarak ipliklerle oynayarak başka bir dünyanın kapılarını açmış ve kendi dünyasını oluşturmuş birçok tekstil sanatçısından yalnızca biri. Öğretmenleri ilham kaynağı; savaşın gerçekliği ve ölümler hayatında büyük ölçüde iz bırakmış. İplikler sadece kumaş ya da giyim olarak değil, aynı zamanda duvarlarımızı, hayatımızı, ruhumuzu süslemek için de kullanılmaya devam edilecek.

Güzel bir hafta olsun,
K'ai&Vrosi


Yorum Yaz