El sanatları, zanaatkârlık ucu bucağı olmayan kocaman bir alan. Tekstil, ahşap, demir, atık malzemeler veya yöreye özgü materyaller kullanılarak ortaya çıkan ürün bambaşka. Hepsi birer hayal gücünün ürünü. Yapması uzun süren, emek isteyen, uzun yıllar pratik isteyen işler. Belki biz sadece yıllar önce Anadolu başlayan makineleşmeyle sayısı azalanları biliyoruz: Antep kutnu kumaşı, Karadeniz keşanı, Şile bezi, Maraş abası gibi birkaç dokumayı biliyoruz.
Dünya çapında tekstil odaklı el üretimi yapan insan sayısı oldukça fazla. Kültürlerini devam ettirmek, kendi hikâyelerini anlatmak, geçimini sağlamak ve daha birçok sebepten dolayı atalarından öğrendikleri el işçiliğinin devamını getiriyorlar. Bazı topluluklarda hem kadınlar hem erkekler bilmeli bazılarında bu işten sorumlu olan kesim sadece kadınlar.
Dünyadaki dokumacılık çeşitlerini araştırmak aslında bu alanın ne kadar geniş kitlelere yayıldığını, neyi temsil ettiğini ve nasıl korunduğunu görmek açısından oldukça besleyiciydi. Karadeniz keşanı / peştemaliyle başlayan bu yolculuğun dünyada neye tekabül ettiğini sizlerle de paylaşmak istediğim için bulduğum bir kaynaktan çeviriler yaparak bölüm bölüm blog üzerinden sizlerle de paylaşacağım. Bu serinin size dokumacılığın ne kadar zengin olduğunu ve ona neden sahip çıkmamız gerektiğini öğretmesini umuyorum.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!