Bundan iki sene önce 6 Şubat Kahramanmaraş faciasını yaşadıktan sonra çıkarmıştık #elele koleksiyonunu. Dokuma atölyesi zarar görmüş ustalarla iletişime geçip ellerinde kalan farklı renk kombinasyonlarından dokuma kumaşlar almıştık. Bu koleksiyon bizim ilk defa peştemal dışında başka bir kumaşla üretim yapmamıza da vesile oldu ve bizi takip edenler tarafından da çok beğenildi, satıldı. Bu dönemde şöyle bir ifade kullanmıştık: Dokuma tezgâhlarının Türkiye'nin kuzeyinden güneyine uzanan gür sesiyiz. Bunu sadece atölye üretimlerimizden bahsetmek için değil, aynı zamanda size seslenme yöntemlerimizle son dört senedir de yapıyoruz. 2021 senesinde başlattığımız bülten ve blog yazılarımız bunun en güzel göstergesi.
Bugün de dokumacılık sektöründen güzel bir gelişmeyi paylaşmak istiyoruz. UNDP Türkiye'de gördüğümüz bir habere göre Balıkesir'in Savaştepe ilçesinin Sarıyer köyünde dokumacılık faaliyetleri Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı GEF-SGP'ten aldığı fon ile yeniden canlanmaya başladı. Sarıyer köyü özelinde gerçekleşen projenin ismi Gelenekten Geleceğe Yerel Türlerin Yolculuğu olup içerisinde birçok paydaşı bulunduruyor. Sarıbeyler Turizm Derneği'nin yürütüp ortak olarak Savaştepe Halk Eğitim Merkezi, Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Meslek Yüksek Okulu ve Savaştepe Belediyesi'nin bulunması projenin daha geniş kitlelere yayılması ve kişilerin birbirine destek olması konusunda göz ardı edilemeyecek bir avantaja sahip.
2023 yılında başlamış olan projenin giriş ve gelişme süreciyle ilgili internet ortamında pek bir bilgiye ulaşılamasa da yerel bir haber kanalı olan Ege Aktüel'in konuyla ilgili haberinden şöyle bir alıntı yapmayı projedeki yürütücüleri tanımak ve profesyonel çeşitliliği görmek açısından doğru buluyoruz:
"Sarıbeyler Turizm Derneği kurucusu ve başkanı emekli öğretmen İsmail Coskun Aydemir; Proje yürütücüsü Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Meslek Yüksekokulu Öğretim görevlisi ve dernek kurucu üyesi Meziyet Narin çalışmaları yürütmektedir. Dernek üyesi olan ve Savaştepe Belediyesi Fen İşlerinde çalışan Orman Mühendisi Selime Büber proje yürütcüsü asistanı olarak projeye katkı sağlıyor. Sarıbeyler Turizm Derneği Kurucu üyesi olan Güler Taşköylü mekikli dokuma ustası olarak projede geleneksel yöntemlerle el sanatının yaygınlaştırılması konusunda projeye katkı sunuyor.
Uludağ Üniversitesi teknolojik tasarım Fotograf Ana Sanat Dalı Bölümü mezunu ve dernek üyesi olan Bahar Yörük; projede video-fotoğraf ve görünürlük faaliyetlerini planlayıp uyguluyor.
Kırsal kalkınma projeleri konusunda uzman, Bir Tohum Vakfı kurucularından olan Güneşin Oya Aydemir; projede geleneksel el sanatları üretiminden elde edilen ürünlerin satış ve pazarlama süreçlerinin organizasyonunda danışman desteği ile katkı sunuyor.
Resmi olarak sözkonusu projede yer alan ekibin dışında geleneksel mekikli dokuma ustası Fatma Cengiz ve Ayşe Cengiz; Sarıbeylerin son keçecisi Mustafa Gören’in unutulmaya yüz tutmuş geleneksel bilgileri gelecek nesillere aktarmada yaşayan canlı hazine olarak projeye katkı sağlamaya devam etmektedirler. Proje kapsamında yerel pamuk üretiminde ve koyun yünlerinin elde edilişinde Sarıbeyler çiftçi ve çobanların da ortaya koydukları emekleri ile süreçlerin olumlu olarak yürütülmesi desteklenmektedir."
Görüldüğü üzere emekli öğretmeninden çobanına kadar yer alan bu projede konuya farklı şekillerde katkı sunabilecek herhangi birisinin bulunması da oldukça değerli ve projeyi bir sonraki adıma taşıması için de kritik bir rol oynuyor.
Proje kapsamında yapılması hedeflenenler arasında dokumacılıkta malzemeyi oluşturan pamuk çeşitleri üretimi ve yerel koyun ırklarına olan ilgiyi arttırmak, çarkı tekrar döndürmek ve buradan elde edilen çıktı ile dokumacılığa bir girdi oluşturabilmek. Hâlihazırda koyunları ve yünleriyle bilinen Sarıyer köyü insanların seçimleri sebebiyle üretimi durdurmuş olsa da bu projenin onlara yeni bir sayfa açacağını umut ediyoruz. Proje kapsamında ilk etkinlik Eylül 2024'te koyun kırpma etkinliği ile başlamış olup daha sonrasında uzaktan girişimcilik ve satış eğitimleri de verilmiştir. Bu doğrultuda Dokumacılık ve Keçecilik Çalıştayı da düzenlenmiştir.
Her ne kadar kişi olarak az sayıda bir ekip olsalar da kendi yaşadıkları köye, topraklarına ve kültürlerine duydukları saygıdan dolayı durağan tarihlerine yepyeni bir iş kattıklarını düşünüyorum. Bu çok duyulmamış ama görülmeye değer haberi sizlerle paylaşmayı da çok istedik.
Güzel haftalar,